Tarımda İstihdam Bilmecesi

Türkiye 2008 krizinden en şiddetli etkilenen ekonomilerden birisi oldu. 2008’e görece, 2009 yılında sanayi üretimi yüzde 40’a yakın oranda geriledi; işsiz sayısı 1 milyon 250 bin kişi artış gösterdi. Açık işsizlik oranı krizin etkilerinin en şiddetle hissedildiği 2009’un Şubat ve Mat aylarında yüzde 16’ya yükseldi, yıl ortalaması ise yüzde 14’e ulaştı.

Aynı dönemde sektörler arasında işgücünün dağılımında ise ilginç dalgalanmalar yaşandı. Tarım sektörlerinde (birincil tarım, hayvancılık ve balıkçılık) istihdamın 2008 yılından başlayarak hızlı bir artış gösterdiği duyuruldu. TÜİK verilerine göre tarımsal istihdam 2008’de 5 milyon 16 binden, 2009’da 5 milyon 240 bine çıktı. Kriz sonrası “toparlanma” evresinde de bu süreç güçlenerek devam etti ve 2011’de 6 milyon 143 bine ulaştı. Oysa 2000’li yıllar boyunca krize değin tarımsal istihdam çok hızlı bir şekilde gerileme içerisindeydi. Tarımda çalışan işgücü, örneğin 2004’te 5 milyon 713 bin kişi iken, 2007’de 4 milyon 866 bin kişiye değin gerilemiş idi.

Kriz altında tarım-dışı sektörlerde büyük bir daralma yaşanırken, tarımsal istihdamın artması sayesinde, kuşkusuz, açık işsizliğin daha fazla artması engellenebilmiş idi. 2007’ye değin şiddetle gerileyen tarımsal istihdamın kriz boyunca tersine bir eğilim içinde hızlı bir şekilde arttırılabilmiş olması Türkiye’nin küresel krizi göreceli olarak kısa sürede atlatabilmiş olmasını sağladı.

Ancak bu tabloda açıklanması gereken sorular kaldı: tarım sektöründeki bu hızlı artışın kaynakları nereden gelmekteydi? Söz konusu dönemde tarım sektörünün milli gelire katkısı (katma değeri) 2009’da yüzde 3.4, 2010’da ise yüzde 1.6 olarak gerçekleşmişti ve yüzde 2.8 olan 2004 sonrası ortalamanın çok dışında değildi. Tarımsal üretim teknolojisinde de birden bire emek lehine bir değişme olmadığına göre tarımsal işgücünün bu son derece keskin esnekliği acaba nasıl açıklanabilirdi?

Ulusal iktisat yazınımızda tarımsal istihdamın gelişim evreleri üzerine bir dizi çalışma yayımlanmış durumda. Bu çalışmaları bir köşe yazısının sınırları içerisinde tartışmanın olanağı yok. Ancak burada bir başka veri dizisini sunmaya çalışacağız ve Türkiye’de söz konusu dönemdeki tarımsal istihdam verilerini diğer Avrupa ülkeleri ile karşılaştırma yoluna gideceğiz. Aşağıdaki tablo EuroStat verileri kullanarak bu amaçla hazırlandı.


Tabloda çeşitli Avrupa ülkelerinde 2008 sonrasında tarım sektörlerinde istihdamın gelişimi özetlenmekte. 2008’den 2001’e görece tarımsal istihdam artış bakımından Türkiye 1 milyon 126 bin kişilik artışla tek başına. Türkiye’den sonra tarımsal istihdamda artış yaşayan ülkeler Fransa (34 bin 175 kişi), Macaristan (16 bin 250), Romanya (15 bin 700) ve İngiltere (14 bin 125). Avrupa Birliği’ne üye 27 ülkenin ortalaması ise 372 bin kişilik kayıp olarak hesaplanıyor.


Türkiye’nin tarımsal istihdamında son üç sene içerisinde hem miktar hem de yüzde olarak yaşanan bu denli hızlı değişim diğer Avrupa ülkelerinin deneyimleriyle uyuşmuyor. Bu olgu, dünyanın en büyük 17. ekonomisi sayılan ve önümüzdeki 20 sene içerisinde Orta Doğu ve Avrasya’nın sanayi üretim merkezi olarak değerlendirilen ülkemiz için ciddi yapısal sorunları beraberinde getiriyor.

Daha önemlisi, tarımda işgücünün 2007’ye kadar daralıp, sonra tekrar artışa geçişinin tarım-dışı sektörlerde yaratmakta olduğu kayıt dışılık ve düşük ücretlendirme baskısı, tüm işgücü piyasalarında da yapısal bozuklukları ve sağlıksız bir esnekleştirmeyi de beraberinde getiriyor.

Tüm okurlarımın 1 Mayıs Birlik, Mücadele ve Dayanışma gününü kutluyorum.


Erinç YELDAN

Add a Comment