Turkish Yatırım: Not Ellere Var Bize YOK
|Bizim kapalı olduğumuz 1 Mayıs’ta Çin’de Satın Alma Yönetici Endeksinin son dört aydaki düzenli yükselişini beşe çıkartıp Nisan ayında 53.3′e yükselmesi, Çin’de ekonominin yumaşak inişte olacağını gösterirken, ABD’de ISM imalat sanayi endeksinin Nisan ayında beklenmedik bir şekilde yükselmesinin mutluluğu yaşanırken, Emtia devlerinden Avustralya’nın politika faizini beklenmedik şekilde 50 baz puan indirip ekonomin önünü açarken, Greenspan’ın ABD hisse senetleri için çok düşük FK oranlarına sahip oldukları ( Fed modeli olarak bilinen diğer bir değerleme ölçümüne göre de , ABD hisse senetlerinin kar getirisinin hazine tahvillerinin faizi ile karşılaştırıldığında tarihinin en ucuz seviyesine yakın olduğu da görülmektedir) büyüme odaklı bu yaklaşımlar küresel piyasaların konumunu güçlendirmektedir.
Daha önce’de notunuzu ama yerel para cinsinden artırdık diyen S&P, not artırım beklentisi içinde olanların suyuna limon sıkıp görünümümüzü pozitiften durağana çekerken, Azalan dış talep ve kötüleşen dış ticaret haddi – ihracat fiyatları ile ithalat fiyatlarını karşılaştıran oran-, ekonominin yeniden dengelenmesini daha zor hale getirdi ve yüksek dış borç ve dolaylı vergi gelirlerine dayanan devlet bütçesi dikkate alındığında, Türkiye’nin kredibilitesine yönelik riskleri artırdı gibi bir yorumda bulundu.
Şimdi bunu da Merkezin geleneksel olmayan politikasına bağlayıp güven sorununa çevirirler, ardında da enflasyonda cari açıkta yine tutmaza döndürürlerse şaşırmamak gerekir.
Fakat not artırımını bizim gibi beklemeyenler için şaşırtıcı bir açıklama olmadığını Dow’un 2007 yılından beri en yüksek kapanışı yaptığı günün ardından etkisinin çok sınırlı olmasını beklediğimiz belirtebiliriz.