Altın’da yükselişler devam edecek mi?
|Makro-ekonomik gelişmelerin gündemde yer aldığı önemli bir yılı (2016) geride bırakmamızın üzerinden 1 ay geçti.
- Kuzey Kore’nin nükleer testler gerçekleştirmesi,
- Çin ekonomisinin büyümesine yönelik endişeler,
- ECB ve BoJ gibi önemli merkez bankalarının negatif faiz ile mücadelesi,
- Dış gelişmelere kayıtsız kalamayan Fed’in para politikası kararlarında agresif adımlar atamaması,
- İngiltere’nin AB’den ayrılması (Brexit),
- ABD’nin başkanlık seçiminde Donald Trump’ın başarılı olması,
Kıymetli maden, 2016 yılı içerisinde makro gündemin etkisi ile 1060 seviyesinden başladığı rallisini Brexit ile birlikte 1375 seviyesine taşıdı. Yılın zirvesi olarak kaydedilen bu seviyeden başlattığı satışlarla ABD’nin yeni başkanı Trump’ın zafer konuşması ile devam ettiren ons Altın, yılı kapatmadan önce ilgili negatifliğini 1123 seviyesine taşıdı ancak buna rağmen yılbaşındaki seviye üzerinde kalarak yılı pozitif bir şekilde kapatmayı başardı.
2017 yılına 1150 dolar ile başlayan Altın, bu yıl nasıl bir performans kaydedecek sorusunun cevabı için makro gündemi takip etmeye devam edeceğiz. Bu yılın gündeminde Altın fiyatını etkileyecek başlıklar nelerdir sorusuna cevap aradığımızda,
- Merkez Bankalarının Para Politikaları [Özellikle de ABD Merkez Bankası (Fed)]
- Dünyadaki Altın talebindeki değişimler,
- Politik ve Jeopolitik Riskler olarak 3 maddede aktarabiliriz.
Önemli Merkez Bankalarının Para Politikaları
Merkez Bankası dediğimizde aklımıza ilk gelen isim ABD Merkez Bankası (Fed) olmaktadır. Avrupa ve Japonya Merkez Bankalarının negatif faizle, İngiltere Merkez Bankasının da Brexit etkisi ile mücadele ettiği bir ortamda, Fed politikaları küresel piyasaların gündeminde önemli bir rol almaktadır. ABD’nin yeni Başkanını seçmesi ve 20 Ocak 2017 tarihinde Obama’dan görevi devralan Trump’ın yeni sürece ilişkin Fed üzerinde nasıl bir etki bırakacağı dikkatle takip edilecektir. 2016 – Aralık tarihinde bu yıl için 3 faiz artışı ön gören Fed, ilgili tahminini tutturacak mı yoksa geçtiğimiz yıla benzer bir şekilde beklenti altında mı kalacak? Bu sorunun cevabını 15 Mart 2016 tarihindeki Fed toplantısı ve Başkan Yellen’in konuşmalarına bağlı öğrenmeye çalışacağız.
Dünyadaki Altın talebindeki değişimler
Foreks işlemcileri Altın fiyatının yeni süreçte nasıl fiyatlamalar kaydedebileceğini incelerken özellikle Altına bir talep var mı sorusuna cevap aramaktadır. Bu süreçte merkez bankaları dâhil herkesin takip ettiği Dünya Altın Konseyi (WGC) raporu Altın talebi ile alakalı sorulara en doğru cevabı bulabilmemiz adına önem arz etmektedir.
Dünya Altın Konseyi (WGC) 2016 yılına ilişkin raporunu 3 Şubat 2017’de yayımladı. Raporun içerisinde ilk dikkat çeken rakamlar var. Örneğin altın talebinin geride bıraktığımız yılın tamamında, önceki yıla göre %2 artması, bunun yanında merkez bankalarının alımlarının aynı dönemde %33 azalması öne çıkıyor. Diğer taraftan yatırım amaçlı altın talebinin %70 artması, 2016’nın ilginç ve önemli rakamları arasında yer alıyor.
“2016’da Altın talebi yatırım araçları ile arttı”
2016 yılında global altın talebi, 4308,7 ton ile 2015’deki 4215,8 tonun üzerine çıktı. Böylelikle dünya geride kalan yıl boyunca, 2015’tekinden 92,9 ton daha fazla altın talep etmiş ve bu %2’lik bir artışa işaret ediyor. Yukarıda da görüldüğü gibi, 2016’da borsa yatırım fonları (ETF) ve benzeri finansal araçların altın talebinin artması, geçtiğimiz yılın tamamındaki %2’lik artışta önemli bir pay almış.
Altın destekli borsa yatırım fonları ve bunlara benzer ürünler, dördüncü çeyrekteki çıkışlara rağmen artan talebi ile önemli bir faktör oldu. Son çeyrekte özellikle Kuzey Amerikalı ETF çıkışları dikkat çekerken, bunun nedeni olarak raporda, ABD’nin yeni Başkanı Trump’ın uzlaştırıcı konuşmasına atıfta bulunulmuş. 8 Kasım seçiminin ardından Donald Trump, tüm Amerikalıların başkanı olacağını dile getirmişti.
ETF’lerdeki ilgi çeken artışın yanında, altın fiyatlarındaki yükselişin mücevher talebini düşürmesi, ayrıca merkez bankalarının alımlarını azaltması raporun içerisinde ve yukarıdaki grafikte göze çarpan noktalar.
Merkez bankalarını 2016’daki altın alımları 2015’e göre %33 geriledi. Özellikle Rusya, Çin ve Kazakistan’ın alımları dikkat çekerken, toplam merkez bankası alımlarının içerisinde bu üç ülkenin talebi yaklaşık %80 düzeyinde oldu.
“2016’da Altın arzı”
2016 yılında altın arzı, önceki yılın tamamına göre %5 arttı.
Rapora göre maden üretimi 3,236 ton ile önceki yıla göre önemli bir değişim göstermedi. Fiyatlardaki yükseliş geri dönüştürülmüş altına olan ilgilini artmasına neden olurken bu kalem %17 yükseliş kaydetti. Rapor ayrıca, son yıllarda gerileyen altın fiyatları ile mücadele eden altın üreticilerinin, daha yüksek fiyatlardan nakit akışlarını güvenceye almak için bir fırsat gördüklerini belirtiyor. Bu paralelde üreticilerin altın arzında %95 artış izlendiği görülüyor.
Politik ve Jeopolitik Riskler
Değeri, küresel piyasaların risk iştahının tonundan önemli oranda etkilenen bir enstrüman olan altın, görece daha güvenli olduğu düşünülen yatırım araçları arasında yer alıyor. Politik, siyasi ve güvenlik riski oluşturabilecek, ya da global ekonominin sağlıklı şekilde işlemeye davam etmesine zarar verebilecek jeopolitik risk unsurları, söz konusu değerli madenin fiyatında değişimlere neden olabilir.
2017 yılı içerinde altın talebini, piyasaların altın pozisyonlarını artırıp ya da azaltmasına neden olabilecek politik ve jeopolitik risk başlığı altında incelenebilecek önemli gelişmeler yer var. Avrupa’nın önemli ekonomilere sahip ülkelerinde yapılacak seçimler, Orta Doğu’daki karışık durum ve Trump yönetiminin dış politikası kritik faktörler arasında değerlendirilebilir.
Euro Bölgesi’nin en büyük ilk ili ekonomisine sahip olan Almanya ile Fransa’da halk bu yıl sandık başında olacak. Kutuplaşmanın, popülizmin ve daha radikal görüşlerin öne çıktığı bir dönem içerisinde yapılacak olan oylamalar, Avrupa’da siyasi dengelerin değişmesine yol açabileceği için piyasaların risk algısını ve dolayısı ile altın fiyatlarını etkileyebilir.
Avrupa’nın seçim takvimi;
- 12 Şubat 2017 – Almanya Cumhurbaşkanlığı Seçimi
- 15 Mart 2017 – Hollanda Genel Seçimler
- 23 Nisan 2017 – Fransa Cumhurbaşkanlığı Seçimi İlk Tur
- 4 Mayıs 2017 – İngiltere Yerel Seçimler
- 7 Mayıs 2017 – Fransa Cumhurbaşkanlığı Seçimi İkinci Tur
- 11-18 Haziran 2017 – Fransa Milletvekili Seçimi
- 17-24 Eylül 2017 – Almanya Genel Seçimler
Yukarıdaki seçim takviminde ilk olarak Fransa’nın Cumhurbaşkanlığı seçiminin dikkat çektiğini ifade edebiliriz. Aşırı sağcı Ulusal Cephe Partisi lideri ve Cumhurbaşkanı adayı Marine Le Pen’in, ülkesinin Avrupa Birliği (AB) üyeliğini yeniden müzakere edeceğini söylemesi risklerin arttığı yönünde bir algı oluşmasına neden oldu. Merkez sağ başkan adayı François Fillon’un eşine haksız kazanç sağladığı iddiası ile açılan soruşturma seçim yarışını etkilemiş görünüyor. Fillon’a olan desteğin azalması, piyasaların çekindiği Le Pen’i biraz daha öne çıkardı. Seçimlerin ikinci turuna AB’ye yakın duruşu ile dikkat çeken liberal Emanuel Macron ile Le Pen’in kalma ihtimalinin şimdilik arttığı düşünülüyor. Eğer seçim yarışında Le Pen ipi göğüslerse, İngiltere’deki “Brexit” benzeri bir durum, yani “Frexit” Fransa için daha yüksek sesler ile konuşulmaya başlayabilir. Bu durum piyasalarda belirsizliklerin arttığı yönündeki algı ile altın fiyatlarının yükselmesine neden olabilir. Diğer taraftan Fillon’un oy kaybı ile öne çıkan Macron’un seçimi kazanması halinde değerli madenin fiyatında, oluşacak bir olumlu hava ile bir düşüş izlenebilir.
2017 yılında altın fiyatlarında etkili olabilecek bir diğer risk unsuru ise Orta Doğu’daki gerilimin daha da tırmanması olabilir. Özellikle Trump’ın dış politikası ve Orta Doğu stratejisinin büyük önemi olabilir. ABD ile İran arasında son dönemde artan tansiyon, Trump’ın sivri karakterini uluslararası ilişkilerde yansıtabileceğinin ipuçlarını verdi diyebiliriz. ABD’nin planına göre yeni ABD Başkanı’nın olumlu ya da olumsuz tavırları, piyasaların ve altının fiyatlarında, risk alma iştahının tonunu tayin ederek belirleyici olabilir.
2017 yılında Altın için nasıl bir fiyat beklentisi mevcuttur?
14 Aralık tarihinde 2016 yılının son toplantısını gerçekleştiren Fed sonrasında 1123 dolar seviyesinden toparlanan ve yeni yıla önemli yükselişlerle başlayan kıymetli maden, 1200 dolar üzerinde kalıcı bir hareket oluşturma çabası ile 1235 dolar seviyesine doğru bir hamle gerçekleştirdi.
Yaşanılan bu yükselişler sonrasında Altın fiyatında yukarı yönlü çıkışlar devam edecek mi yoksa bu çıkışlar orta – uzun vadeli satıcıların tekrar etkin bir rol oynaması için önemli bir fırsat mı sorusuna cevap aramaktayız.
Temel olarak özetlersek;
- Avrupa’daki siyasi takvim – Fransa, Hollanda gibi ülkelerin Avrupa Birliğinden ayrılma riski,
- Brexit yani İngiltere’nin Avrupa Birliğinden ayrılma sürecinin devam ediyor olması,
- Fed’in özellikle Avrupa’daki siyasi riskleri göz ardı edememesi nedeniyle faiz artırım sürecini yavaşlatabilme ihtimali,
- ABD’nin yeni başkanı Trump’ın yabancı ülkelere kayan sanayi istihdamını ülkeye geri getireceğini vaat etmesi, Amerikalı sanayi şirketlerinin rekabet gücünü düşürmeyecek seviyedeki dolarla mümkün olabileceğini, bu isteğini destekleyebilmesi adına da Dolar’ın güç kaybetmesine katkı sağlamak amaçlı “Para birimimiz çok güçlü, bu bizi öldürüyor” şeklinde söylemler gerçekleştirmesi,
- Dünya’nın önce gelen ülke ve merkez bankalarının global ekonomiye ilişkin riskleri sebep göstererek Altın’a olan taleplerini artırması,
Altın fiyatının yukarı yönlü çıkışına devam edebilme ihtimalini güçlendirmektedir.
- ABD ekonomisinde geçtiğimiz yıl başlayan kayda değer iyileşmenin etkisini sürdürmesi sebebiyle Fed’in faiz artırım politikasında hedeflerini tutturabilecek ya da daha agresif faiz artışı gerçekleştireceğine ilişkin “şahin tonlu” açıklamalar yapması,
- ABD’nin yeni başkanı Trump’ın zafer konuşmasında kaydettiği vaatlerini yerine getirme isteği ile birlikte ABD 10 yıllık hazine tahvil faiz oranının %2,50 üzerinde hareketler oluşturması,
- Avrupa’daki siyasi takvim – Fransa, Hollanda gibi ülkelerin Avrupa Birliğinden ayrılma riskinin ortadan kalkması,
- Dünya’nın önce gelen ülke ve merkez bankalarının Altın’a olan taleplerinde kayda değer iyileşmelerin olmaması,
Altın fiyatının aşağı yönlü baskısına devam edebilme ihtimalini güçlendirmektedir.
Teknik beklentiye geçecek olursak;
1125 dolar seviyesinden başlattığı yukarı yönlü çıkışını 1220 dolar ile sınırlandıran ve 1180 seviyesine kadar geri çekilen Altın, düşüşlerini tamamlayan bir görüntü ile başlattığı yeni yükselişinde daha önceki zirve noktası 1220 bariyerini aştı ve kısa vadeli pozitif beklentinin devamı için önemli sinyal verdi. İlgili fiyat değişimleri ve mum görünümlerini incelediğimizde ise bu süreçte Fincan – Kulp formasyonu görünümü dikkat çekti. Özellikle de 1220 üzerindeki hareketlerin devam etmesi, ilgili formasyon gereği yükselişlerin devam edebilme ihtimalini kuvvetlendirebileceği gibi bu aşamada teorik olarak 1260 ve 1305 gibi seviyelerin hedeflenebilme düşüncesi yüksek sesle konuşulmak istenebilir.
Peki, bu hedefler gerçekten hedeflenebilir mi?
Bu sorunun cevabında günlük, haftalık ve aylık grafiklerdeki teknik görünümleri inceleyerek mevcut hedeflerin test edilip edilmeyeceğine ilişkin düşüncelerimizi aktaracağız.
Öncelikle ABD’nin yeni başkanı Donald Trump’ın seçim günü gerçekleştirdiği zafer konuşması sonrasında başlayan ralli ve bu ralli sonrasında oluşan fiyat değişimleri ile alakalı genel bir değerlendirme gerçekleştirelim.
1377 seviyesinden başlayan aşağı yönlü rallinin 1123 seviyesinde sınırlanması sonrasında altın fiyatında belirli bir tepki isteği oluştu ve bu tepkinin nereye kadar devam edebilir sorusunun cevabı Fibonacci Retracement uygulamasını kullandık. Tepkilerin Fibonacci Retracement minimum %38,2, ideal %50 ve maksimum %61,8’lik oranlara ulaşabileceğini, ilgili tepkilerin nerede sonlanacağına ilişkin kararın ise makro gündem ile mümkün olduğunu teorik açıklamalardan izah edebiliriz.
- Fibonacci Retracement %38,2’lik orana tekabül eden düzeltme bölgesi: 1205
- Fibonacci Retracement %50,0’lik orana tekabül eden düzeltme bölgesi: 1230
- Fibonacci Retracement %61,8’lik orana tekabül eden düzeltme bölgesi: 1255
Son fiyat değişimlerini incelediğimizde 1230 dolar üzerindeki seyir devam etmektedir ve bu tutum bir diğer Fibonacci oranına tekabül eden 1255 seviyesinin hedeflenme ihtimalini kuvvetlendirmektedir. İchimoku indikatöründe bulutun üst noktası ve 144 ile 300 günlük üssel hareketli ortalamanın da 1230 seviyesinden geçtiği düşünüldüğünde, 1230 üzerindeki seyrin devam etmesi, yukarı yönlü çıkışların etkisini sürdürebilmesi adına teyit niteliği taşımaktadır. Bu bağlamda da fincan – kulp formasyonu gereği ilk hedef 1260 seviyesinin hedeflenme ihtimali güçlenmektedir.
Buraya kadar her şey kısa vadeli pozitif beklentinin devamına ilişkin düşüncenin ön planda yer aldığıdır. Ancak dikkat edilmesi gerekilen en önemli husus, mevcut kısa vadeli pozitif beklentiye rağmen Altın fiyatının 1278 – 1308 kanal bölgesi altında orta – uzun vadeli negatif baskısına devam ediyor olmasıdır. Bu sebeple 1255 – 1260 bölgesi üzerinde orta – uzun vadeli satıcıların psikolojik olarak etkili olabileceği unutulmamalıdır. Ayrıca evrensel olarak hemen hemen herkesin gördüğü ve buna uygun oluşturduğu teknik analiz çalışmasında 1305 seviyelesinin her fırsatta test edilmeme psikolojik boyutu da (davranışsal finans) göz ardı edilmemelidir.
Grafikleri incelemeye devam ediyoruz!
Biraz önce günlük grafiği incelerken Trump’ın başkan seçildiği günü referans alarak bir uygulama oluşturmuştuk. Şimdi ise yine günlük grafikten yararlanıyoruz ancak bu sefer referans aldığımız bölge Trump’ın başkan seçildiği gün değil, 14 Aralık 2016 tarihinde gerçekleşen Fed toplantısı ve bu toplantı sonrasında Altın fiyatının 1123 ile dip yaparak önemli yükselişlerin başladığı nokta olarak kaydedilmiştir.
1123 seviyesinden başlayan yukarı yönlü rallinin 1220 seviyesinde sınırlanması sonrasında altın fiyatında belirli bir tepki isteği oluştu ve bu tepkinin nereye kadar devam edebilir sorusunun cevabı Fibonacci Retracement uygulamasını kullandık. Tepkilerin Fibonacci Retracement minimum %38,2, ideal %50 ve maksimum %61,8’lik oranlara ulaşabileceğini, ilgili tepkilerin nerede sonlanacağına ilişkin kararın makro gündem ile mümkün olduğunu teorik açıklamalardan izah edebiliriz.
- Fibonacci Retracement %38,2’lik orana tekabül eden düzeltme bölgesi: 1182
- Fibonacci Retracement %50,0’lik orana tekabül eden düzeltme bölgesi: 1171
- Fibonacci Retracement %61,8’lik orana tekabül eden düzeltme bölgesi: 1160
Fiyat değişimlerini incelediğimizde Altın fiyatının 1180 dolar seviyesinden toparlanarak yukarı yönlü çıkış kaydettiğini ve bu düşünce ile son zirve 1220 dolar seviyesini geçtiği görülmektedir. Böylelikle 1123 – 1220 arasındaki düzeltmenin 1180 seviyesinde sona erdiğini izlemekteyiz. Peki, trend içi düzeltme tamamlandıktan sonra nasıl bir fiyatlama oluşur yani trend yönlü hedeflemelerde neye dikkat ederiz gibi soruların cevabı için Fibonacci Expansion uygulaması dikkate alınabilir.
- Fibonacci Expansion %61,8’lik orana tekabül eden bölge : 1240
- Fibonacci Expansion %100,0’lük orana tekabül eden bölge: 1277
- Fibonacci Expansion %161,8’lik orana tekabül eden bölge : 1337
Altın fiyatında eğer trend yönlü önemli fiyat değişimleri izleyeceksek öncelikle 1240 bariyeri üzerinde hareketlere ihtiyacımız vardır. (tercihen günlük kapanış)
Altın fiyatı 1240 dolar üzerinde hareket oluşturabilirse, ilgili çıkışını bir diğer Fibonacci oranlarına taşımak isteyebilir. Teorik olarak ideal hedef bölgesi %161,8’lik orandır ancak her zaman bu teorik hedefleme mümkün olmamaktadır. Ayrıca ilgili orana tekabül eden bölge, orta – uzun vadeli satıcılar için trend değişimine sebebiyet verecek bir bölge olduğu için kendisinden bir önceki bölge 1277 bariyeri bu aşamada daha makul bir hedef olarak karşımıza çıkmaktadır.
1240 dolar bariyerinin geçilememesi durumunda ise yükseliş rallisinin bir müddet ara verileceğini bu süreçte Altın fiyatının satış baskısına maruz kalmak isteyeceğini ve 1220 ile 1180 desteklerini hedeflemek isteyebileceğini söyleyebiliriz.
Son olarak da haftalık ve aylık grafikleri değerlendirecek olursak;
ABD’nin yeni başkanı Trump’ın seçim sonrası yaptığı zafer konuşması ile birlikte Altın fiyatının uzun vadeli olarak düşüş trendinin üst noktası 1340 bariyerinden baskı görerek trend kontrol noktası 1100 seviyesine yaklaştığını ve 1123 seviyesinden toparlanarak yukarı yönlü tepkilerine devam etmeye çalıştığını görmekteyiz. Son yaşanılan toparlanmanın trend içi düzeltme hareketi olduğu varsayımı altında ikinci grafiğimizde yer verdiğimiz 1337 – 1123 arasındaki düzeltme nerede sonlanabilir bölümünün önemi biraz daha dikkat çekiyor. Grafiği incelemeye devam ettiğimizde düşüş trendinin güncel üst noktasının 1308 bariyerinden geçtiğini ve ilgili bölge altında görünümün negatif olduğunu söyleyebiliriz. Altın fiyatı 1308 dolar seviyesine doğru bir hamle oluşturacak mı sorusunun cevabı içinse uzunca bir süredir takibini sürdürdüğümüz 89 ve 200 haftalık üssel hareketli ortalamaların yer aldığı 1230 – 1257 bölgesine göre gerçekleşecek haftalık kapanış dikkatle takip edilmelidir.
- Altın fiyatı eğer 1230 – 1257 bölgesi üzerinde haftalık kapanış yaparsa, tepki alımının 1308 seviyesine ulaşma ihtimali güçlenebilir ancak böyle bir çıkış oluşsa dahi trendin değişebilmesi için 1308 üzerinde haftalık kapanış gerçekleştirmesi gerektiğini, aksi takdirde trendin mevcut tepkilere rağmen negatif olduğu unutulmamalıdır.
- Altın fiyatı eğer 1230 – 1257 bölgesi altında haftalık kapanışına devam ederse, trend içi tepkiler sonlanıyor mu düşüncesi ön plana çıkabileceği gibi bu aşamada orta – uzun satıcılar iştahlanabilir. Özellikle de bu süreçte uzun vadeli görünümde son yılların dip noktası 1123 ve 1046 seviyelerinin hedeflenebilmesi için 1180 altındaki fiyatlama teyit unsuru olabilir.
01 Şubat 2002 tarihinden itibaren Altın için uzun vadeli görünümler değerlendirildiğinde 21 aylık üssel (exponential) ile 23 aylık düzeltilmiş (smoothed) hareketli ortalamaların etkili olduğunu izlemekteyiz. Şubat 2002 ile Nisan 2013 arasında pozitif, Mayıs 2013 ile Şubat 2016 tarihleri arasında negatif görünümü net bir şekilde desteklerken daha sonra süreçte Altın fiyatındaki dalgalanmalar sebebiyle ilgili ortalamaların çevresindeki zig – zag dikkat çekmektedir. İlgili ortalamaların güvenilirliğinin son dalgalanmalar sebebiyle bozulduğunu görmekle birlikte Altın fiyatının bu bölge içerisinde tekrar karar aşamasına geçtiğini izlemekteyiz. Ancak bu karar aşaması öncesinde 1921 seviyesinden başlayan ralli ve bu ralli ile birlikte oluşan uzun soluklu düşen trendin güncel üst noktasının 1308 bariyerinden geçtiğini, Altın fiyatının ilgili seviye altında seyrine devam etmesi durumunda bu görünümün son yılların dip noktası 1123 ve 1046 seviyelerine ulaşmak isteyeceğini söyleyebiliriz.
- Altın fiyatı eğer ilgili ortalamaların yer aldığı 1227 – 1251 bölgesi üzerinde aylık kapanış yaparsa, tepki alımının 1308 seviyesine ulaşma ihtimali güçlenebilir ancak böyle bir çıkış oluşsa dahi trendin değişebilmesi için 1308 üzerinde haftalık kapanış gerçekleştirmesi gerektiğini, aksi takdirde trendin mevcut tepkilere rağmen negatif olduğu unutulmamalıdır.
- Altın fiyatı eğer 1227 – 1251 bölgesi altında aylık kapanışına devam ederse, trend içi tepkiler sonlanıyor mu düşüncesi ön plana çıkabileceği gibi bu aşamada orta – uzun satıcılar iştahlanabilir. Özellikle de bu süreçte uzun vadeli görünümde son yılların dip noktası 1123 ve 1046 seviyelerinin hedeflenebilmesi için 2016 Şubat dip noktası 1198 altındaki fiyatlama teyit unsuru olabilir.
Özetlersek; Kısa vadeli olarak altın fiyatında pozitif bir görünümün olduğunu ve bu pozitifliğin orta – uzun vadeli kritik bölgelere ulaşabilme ihtimalinin gündemde yer aldığını, bu ihtimaller gündemimizde yer alsa da orta vadeli 1255 – 1260 bölgesi, uzun vadeli olarak da 1308 seviyesinin önemli olduğu unutulmamalıdır. Kısa, orta ve uzun vadeli projeksiyonlarında nasıl bir fiyatlama beklentisi oluşabilir sorusunun cevabında teknik beklentileri şekillendirecek temel makro dinamikler bu aşamada yakinen takip edilmelidir. Altın işlemcileri için şuanda dikkat edilecek en önemli makro dinamikler Avrupa siyasi takvim ve belirsizliklerin olup olmayacağı ile Fed’in Trump sonrası faiz politikasında geri adım atıp atmayacağına ilişkin açıklamaları olacaktır.
Kaynak: GCM Forex (Altın’da yükselişler devam edecek mi? – Uzman Görüşleri)
Kudret Ayyıldır
Başanalist