Forex Tebliği Hakkında!
|Yıl 2008, Askerden geldikten sonra bir istatistikçi ne iş yapar sorusunun cevabını ararken birden Finansal Güvence Danışmanı pozisyonlu bir sigorta şirketine başvurdum ve patronumun bana kaç çeşit istatistik yalanı vardır dedi ve verdiğim cevap ile işi kaptım.
Amacım tasarruf sahiplerine ulaşıp emekli olduğunuz zaman hayal kırıklığına uğramaması için genç yaşta küçük meblağlarla birikimler yapmasına destek olmaktı. Hatta bunu aktarırken, SGK’nın ne kadar zor bir durumda olduğunu, bir emekli maaşını ödeyebilmesi için 7 çalışanından prim kesilmesi gerektiğini bu oranın şuan için 4 olduğunu ve kalan tutarın ise hazineden karşılandığını bu yüzdende de önümüzdeki süreçte bunu ödeyemeyecek hale geleceği için Almanya gibi zorunlu BES’in gerçekleştireceğini aktarmış, kendinizi garanti altına alması gerektiğini izah etmiştik.
Bir süre bu ürünü satarken finans içerisinde diğer araçlar ile ilgilenmeye başladım. Hisse ve döviz fiyatlarını incelemeye ve bu konu ile alakalı beklentilerimi amatörce oluşturmaya bir yandan BES’te kendimi ne kadar geliştirebilirim diye araştırmaya başlamıştım. Çünkü bir satıcı eğer ürünün her detayını (eksiğini) bilirse satış konusunda başarılı olma yönünde önemli adımlar atar. Zaten ürün ile alakalı eksikleri gördüğüm ve neler yapabilirim sorusunu sorduğum an yine bu ürünü doğru bir şekilde satacağım başka bir sigorta şirketine geçtim. Özellikle de bu süreçte Can Kakmacı gibi önemli bir yönetici ile aynı çatı altında bulunmak benim ufkumu geliştirmemde önemli bir rol oynadı.
Bireysel Emeklilik çok güzel bir ürün ancak acaba benim işim yani mesleğim bu muydu diye düşünürken Forex piyasası, Döviz ve Emtia Piyasası Uzmanı başlıklı ilanlar gördüm ve bu piyasa ile mesleğin ne iş yaptığını öğrenmeye başladım. Bu konu ile alakalı ilk görüşmem ki bu sektörü seçmemde bana katkı sağlayan Ahmet Ünal, bana çok önemli mesajlar verdi.
Ben kendisinden almış olduğum destek ile eğitimlerime devam ederken bir yandan da araştırma konusunda kendimi geliştirmeye, geliştirirken keyif almaya ve bu işe aşık olmaya başladım. Bu vesileyle şuanda FOREXTRAVIEW dergisinin sahibi ve Forex piyasası ile alakalı yurtiçi organizasyonları yöneten Ahmet Ünal’a teşekkür ederim.
Forex piyasası içerisine girdiğimde özellikle kurumlara ihtiyaç olduğunu ve bu kurumların nasıl bir çalışma sistemi içerisinde yer aldığını öğrendiğimde, mevcut risklerin ve bu risklerle baş edemeyecek yatırımcı kitlesinin ciddi anlamda kayıp elde edeceğini gördüğüm için yurtiçinde bu sisteme müdahale edebilecek bu işi doğru bir şekilde öğretebilecek ve en basit şekilde yasal düzenlemeler çerçevesinde neler oluşması gerektiği konusunda çevremdekiler bir dernek kuralım ve bu dernek ilerleyen zamanlarda bu tür şirketleri denetlesin diye önemli bir atılımlar yaptı.
Bir dönem başkanlığını da üstlendiğim bu dernek, maalesef gerekli desteği bulmadı ve kapandı. Ancak yılmadık ve amaç edindik bu sektör bu ülkede doğru bir şekilde öğrenilecek diye. Bireysel olarak bu mücadele içerisinde gecemizi gündüz ederken devlet desteğini regülasyon ile vererek bize önemli bir imkan tanıdı.
Dedik ki artık memleketimizde bu işler yasal yapılacak, paralar burada olacak, muhatap burada, birisi sana yanlış yaptı mı cezasını devlet kesecek ve yatırımcılar mağdur olmayacak. İnanılmaz mutlu oldum. Tabii ben bu arada bir aracı kurum çatısı altında araştırma departmanında yatırımcılara analiz desteği sunmakta, eğitimlerle de eksiklikleri gidermeyi amaç edinmekteyiz. Hatta Türkiye’de online eğitim konusunda ilk eğitimleri vermekten de gurur duymaktayım. Bu konuda önceden çalıştığım Lider Forex, şuanda çalıştığım GCM Forex şirketine teşekkür ederim.
Seneler ne kadar da çabuk geçiyor diye bazı zamanlarda durup düşünüyorum. Nereden nereye geldi bu piyasa derken daha çok yolumuz var çünkü yatırımcı hırsının, egosunun peşinden gidiyor, kısa yoldan zengin olma yeri değildir burası, daha çok çalışmamız lazım diyerek eşimizle dostumuzla çocuğumuzla geçireceğimiz vaktimizi kısıp mesai sonrasında ya da hafta sonları sizlere eğitim vermeye çalışıyor, proje üretmek için kafa patlatıyoruz.
Trend is your frend sloganı ile yola çıktık, ne zaman stop loss kullansam zarar elde ediyorum bahanesine karşı sürekli cevaplar verdik, teknik analiz, temel analiz, yatırımcı psikolojisi ve risk yönetimi konuları ile alakalı binlerce eğitim verdik, vermeye de devam edeceğiz…
Ancak bu süreçte işler yatırımcı nezdinde iyi gitmiyordu çünkü FX reklamları yatırımcıların tabiri caizse intihar etmesine sebebiyet veriyordu çünkü yatırımcı buraya yat alırım kat alırım diye gelip, piyasanın bu kadar kolay olmadığını anladığı an iş işten geçiyordu ki SPK konu ile alakalı önlemlerini almaya başladı. Tam Forex şirketleri kaliteyi artırmış finansal okur yazarlık konusunda liderlik etmiş, reklamlardaki özentiler azaltılmış dünya standartlarında kurumlar olduğunu kanıtlamış devam ederken bir gece ansızın karar ile 50.000 TL ve 1:10 kaldıraç oranı geldi.
Peki, neden bu karar? Cevap ise küçük yatırımcıyı korumak, bu süreçteki dalgalanmalardan minimum zarar görmeleri, spekülatif işlemleri engellemek için bunu yaptık şeklinde. Doğru mu düşünce doğru ancak yöntem yanlış…
Küçük yatırımcı için; 50.000 TL altındaki yatırımcılar mevduata gidemeyecek siyasi baskı var ve faiz inme korkusu mevcut. Dolar alamayacak maazallah alırsa vatan haini olur mahalle baskısı var şuanda.
Sonuç, kredi kartı ile işlem yapabilecek, herhangi bir düzenlemeye tabii tutulmayan merdiven aracı kurumlara giden yatırımcılar ve sonucu hüsran ile bitecek bir küçük yatırımcı kitlesi. En basit parayı yatırdığın an ben paranı vermiyorum kardeşim dediği an hiçbir şey yapamayacağın bir ortamdasın şuanda.
Daha bitmedi…
Büyük yatırımcı için;
Türkiye’nin kalbi Kapalı Çarşı, 1:10 kaldıraç oranını beğenecek mi tabii ki hayır, çoktan başlamışlardır bile yurt dışı işlemlerine…
Hedge için fabrikalar, döviz büroları, vb şirketler peki kaldıraç avantajını 1:10 ile karşılayabilecek mi hayır onlarda gidecek yabancı kurumlara.
Sonuç, ülkemizden yüzbinlerce, milyonlarca TL Dolar’a, Euro’ya çevrilerek yurt dışı kurumlarda…
Daha bitmedi…
Bu sektörde benin gibi sadece bu iş ile meşgul olmuş araştırmacılar ne yapacak? Yatırımcılarla ilgilenecek müşteri temsilcileri ya da yatırımcı temsilcileri ne yapacak hangi sektörde yer alacak ki sektör olmayacağını düşündüğümüzde?
Bu işi dürüst bir şekilde yapan, sorumluk sahibi olan, beynini kullanan herkes ekmek parasını kazanır bu sektörde ya da başka bir sektörde ama mesele o değil. Sen düzeni biranda değiştiriyorsun ki burada çalışan binlerce insanın gelecek için almış olduğu bir sürü kararlar var. Nasıl bir gecede bu kararı değiştirebilirsin?
Örneğin, 6500 personeli bir anda başka bir kuruma aynı ekonomik ve sosyal statü doğrultusunda kaydırabilme şansın var mı? Tabii ki yok. Peki, bu insanlar kredi borçlarını ödeyemeyecek hala gelir ve evlerine, araçlarına, ya da başka bir ürüne haciz gelirse bu insanların psikolojileri nasıl düzelecek? Bu insanlar allah korusun çaresizlikle yanlış yollara saparsa bu konuda kim suçlu olacak.
Bu yazdıklarımdan iş korkum varmış algısı çıkmasın ve cahil cahil cevaplar gelmesin lütfen. Ben kendime, işime, karakterime güveniyor, rızkı vereninin Allah olduğunu biliyorum…
Ben demiyorum ki işini kötü bir şekilde yapan kurumları uyarma tabii ki uyar hatta gerekirse kapat. Ancak sap ile samanı birbirinden ayırt etmek gerekiyor. Bu işi dürüst bir şekilde yapan, hafta içi hafta sonu zaman farketmeksizin yatırımcıları daha ne kadar bilinçlendirebiliriz diye ailemizden çocuğumuzdan ayrı iş yapma aşkı ile çalışan dürüst insanlara haksızlık yapmayın ve kararınızı gözden geçirin lütfen.
Öneri olarak ne sunuyorsun diye soracak olanlara tavsiyem “ayağını yorganına göre uzat”, “nabza göre şerbet” yani Türkçesi, yatırımcı kitlesine göre seçenekler oluştur. Son olarak da amaç yatırımcıyı batırmaksa bunu sen ispatlayabilirsen o aracı kurumu kapat ki diğerlerine ibret olsun. Sorunun çözümü bu kadar kolayken neden herkesi aynı kefede görüyorsunuz?
Bir düşünün…
Zararın neresinden dönülse kardır….
Ama buna başlarken lütfen bu işin kumar olmadığını da söyleyin ki algı değişsin…
Kudret Ayyıldır
Başanalist