Bakış Açımızı Değiştirmeliyiz!

Allah nazarlardan saklasın / belalardan korusun yaklaşık üç buçuk yaşında bir erkek evlada sahibim. Akşam yemeği sonrası eşim ile yaptığım sohbette konu konuyu açtı. Geleceğin meslekleri ve bu mesleklerin çocuğumuza uyup uymaması hususunda neler yapılması gerektiğine yönelik fikir alışverişinde bulunduk.

Ebeveynlerimizin yönlendirmeleri ile elde edilen mesleki seçimlerin çocuğun karakteristik yapısına uymaması sebebiyle potansiyelini kaybeden bireylerin yetiştirildiğini, mutlu olabileceği işte çalışmanın lüks değil hak olduğunu anlayamayan bir profilin ciddi bir çoğunluğa ulaştığını, bu sorunun aşılabilmesi için de profesyonel destek alarak konuya ilişkin uzmanların geri dönüşleri ile bu sorunların aşılabileceği hususunu aktarmama karşın eşimin konuya ilişkin çekincelerini dile getirmesi beni rüya aleminden çıkardı ve “hayaldi gerçek oldu” sloganı için ciddi bir uğraş vereceğimi anlamama imkan tanıdı.

Genellikle herhangi bir konu hakkında bilgi sahibi olsam da konunun uzmanı değilsem o konuya ilişkin bilgi vermekten kaçınırım ve uzmanlardan gelecek açıklamaları dikkate alırım.

Örneğin başım ağrıdığı zaman şu hapı kullan diyenlere sen doktor musun diye cevap verdiğim gibi.

Aslında onlara bir yandan kızsam da diğer yandan hak da vermiyor değilim. Çünkü konunun uzmanı olan ve bizi doğru yönlendirmesi gerekenlerin farklı farklı görüşleri ve birbirlerini eleştiren yaklaşımları, konunun uzmanı olmayan vatandaşın kafasını karıştırıyor ve kararı mecburen kendisinin vermesine neden oluyor. Bu da maalesef hastalığa teşhis konusunda hatalı ve sonucunda da çok ciddi risklerin barınmasına imkan tanıyor.

Tübitak’a proje sunan ancak projesi kabul olmayan çocuklarımızın başka ülkelerde ilgili projelerinin kabul görerek onlara önemli bir avantaj sağlanması, gençliğinin en önemli baharında Türkiye’de bulunmasına karşın bundan bir şey olmaz diyerek kabul edilmeyip gönderilerek dünyanın önemli futbolcuları olacağı bir serüvene başlaması gibi sayısız örnekle anlatmak mümkün.

Konuyu daha fazla uzatmadan bütün bu anlattıklarımı birleştirmek ve tamamlamak için şimdi soruyorum size…

Çocuğunuzun geleceğini planlarken onlar için en iyisi ve doğrusunu seçmek isterken ve bu düşünce ile konunun uzmanlarından yardım alma taraftarıyken ilgili uzmanların gerçekten çocuğunuzun geleceğine ilişkin doğru kararlar verebileceğini nasıl anlayacağız?

Şimdi diyeceksiniz ya ne kasıyorsun yap çocuğunu doktor, avukat, mühendis ya da kendin gibi ekonomist…

Bende diyorum ki işte bu zihniyet şuanda içinde bulunduğumuz endişe kaynağını oluşturuyor. Joker gibi her insanın her mesleği gerçekleştirebileceğine yönelik anlamlandıramadığım bir özgüven ile dolu bir ülkede yaşıyoruz. Ama artık bundan vazgeçmeliyiz ve bu durumu EĞİTİM üzerine yoğunlaştırarak değiştirmeliyiz.

Türkiye’nin eğitim ve finans başta olmak üzere çoğu konularda dünya ve kendi lig kıyaslamasında iyi noktalarda olmadığımızı söylemeye gerek yok sanırım (Konuya ilişkin G20 ülkeleri içerisinde neredeyiz başlıklı YouTube kanalımda video analizim var dileyen o videoyu izleyebilir). Bu durumu aşabilmemiz için, öncelikle doğru teşhis ve uygun tedavi yöntemlerine ihtiyaç vardır. Avantajlıyız ki dünyayı yeniden keşfetmemize ihtiyaç yoktur.

Örneğin, Türkiye eğitim sıralamasında çok ama çok kötü bir noktada ve bu sorunu çözüme ulaştırmak için eğitim konusunda çığır açmış ülkelerin eğitim sistemleri incelenmeli, sorunu çözebilmek için hatta bu vesileyle kendi uzmanlarımızı da yetiştirebilmek adına o ülkelerden transfer yapılarak uzun vadeli önemli adımlar atılabilir.

Ya ne gerek var ben zaten bu sistemi biliyorum, ayrıca memleketimizde bu konuya ilişkin çok önemli uzmanlar var, neden elin gavuruna sistemimizi teslim edelim. Burada yaşayan vatanını milletini seven saygın eğitimciler bu işi en iyi şekilde yapabilir diyebilirsiniz. O halde biran önce işin ehli kişilerle bu sorunu çözüme kavuşturacak adımlar atalım. Yani konuyu gerçekten uzman olanlara bırakalım.

Şimdi diyeceksiniz ki ya ekonomi yangın yeri sen eğitimden bahsediyorsun. Bende diyorum ki eğitimde ne kadar ileriye gidersek, bundan sonraki yangınların şiddeti azalır ve belli bir dönem sonra yangın olmadan proaktif adımlarla ilgili yangın olasılığını azaltırız…

Konuyu burada kapatırken ekonomi ile alakalı beklentilerimi hafta sonu Türkiye gündemli bir video analiz ile paylaşacağım. Sadece ekonomi işini sadece ekonomik aktivite ile çözülemeyeceğini farklı örneklerle vermek istediğim için bu bilgilendirmeyi kaleme almak istedim.

Eğitimi ihmal eden bir yatırımcı; yolunda ırmağa rastlayıp da akıp geçmesini bekleyen bir insana benzer. Irmak hiç durmadan akıp gider ancak o hala bekler.

Sevgiler…

Kudret AYYILDIR

Add a Comment